Cuma, Haziran 20, 2008

Tank cocuk

Bugün biraz tank çocuklardan bahsetmek istiyorum. Benim zonguldakda amcanım kiracısının çocuğu tank çocukdu. Nedir tank çocuk. Bunlar yaramazlıkdan ziyade kodummu oturtur cinsindendir. Hayvanlara işkenceye bayılırlar. Hırıltılı bir sesleri vardır. Benim bahsettiğim bu tank çocukda, böceklerin üzerine yumruk atıp 'öl öl' diye bağırıyordu. Sanırım öğrendiği ilk kelime 'öl'.

Genelde ısırma üzerine uzmanlaşmışlardır, biraz vahşi olurlar. Bahsettiğim bu tank çocukda benim walkmen kulaklığım üzerinde epey bir diş izi bırakmıştı. Bu çocuklar birde kütük gibi ağır olur, mazallah kollarınız ağrır. Ufak tefektirler, çokda kilolu değillerdir ama kemikleri iridir.

Lan benim çocuğum da tank çocuk olmasın sakın? Ama neyseki çok sağlıklıdırlar. Olsun lan o zaman, tank olsun.

Çarşamba, Ocak 09, 2008

Yeni roman: Rusyada beyaz geceler, kitap 1 bolum 1

Nikolay karlı tatil

Nilolay Miholoviç Alehandrovski geceyi aydınlatan sokak lambasının altından geçerken, buz yüzünden düşmemek içinde bir yandan şemsiyesine dayanıyordu. Köprüye geldiğinde yerlerin tamamen buz kaplamış olduğunu ve geçmenin tehlikeli olabileceğini düşündü. St. Petersburgda bu sene fena don yapmıştı. Taş sokaklar olabildiğine tehlikeliydi.

Yan tarafında taşıdığı tuvalleri sırt kısmına almaya çalışırken bir yandan da yağlı boyalarını aynı çuvalın içine sıkıştırdı. Dikkatli adımlarla bir leylek gibi seke seke taş köprünün üzerinden geçmeyi başardı. Yağan hafif kar gece lambasının aydınlattığı bölge üzerinden geçerken gökyüzünde hızlı hareketler yapıyordu. Nikolay içinden "ne biçim hava lan bu heryerim buz tuttu" diye geçirdi. Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası tüm yurdu sarmış, yer yer -15 derecelere kadar sıcaklık düşmüştü. Nikolay cebinden bir maltepe çıkardı, bir tane yaktı. Hafif öksürürken "hay böyle sigaranın, el turko" diye söylendi.

Ellerine bir göz attı, soğuktan kıpkırmızı olmuşlardı. Bir ressam için oldukça küçük elleri vardı. Ailesi gibi çiftçi olmadığından bu elleri bu şekilde koruyabilmişti.